A Fairy Tale or A Nightmare?

0

Sorularla Dolu Yanlız Bir Gece...

Sorularla Dolu Yanlız Bir Gece...

Çok kafam karışık, her konuda... Hiç kendimi bu kadar güçsüz ve savunmasız hissettiğim bir dönemim olmamıştı, veya belki de olmuştu ama unutmuşum! Güven duygumu kaybettim sanırım, hem kendime hem de etrafıma... Bu beni günden güne bitiriyor, içimi yiyor, kendimi kemirilmiş hissettiriyor. Sadece posam mı kaldı, ben miyim şu anda bunları yazan inanamıyorum.

Güvendiğim insanlar acaba gerçekte göründüğü gibi değil mi? Yine mi hata yapıyorum? Yoksa sadece kendi paranoyak kuruntularım yüzünden mi kendi kendime eziyet ediyorum? Bilmiyorum, bilmiyorum! Bu bilmemek, bilememek beni çıldırtacak en sonunda...

Bugün en güvendiğim insanlardan biri haber getirdi hain manitadan... Neymiş? Aramızda düşmanlık olmasınmış, işte benimle konuşmak istiyormuş, oymuş buymuş... Sanki durduk yerde ona düşman gibi davranan bendim, sanki onun bana yaptıkları hiç olmamış, sanki onu başımın üzerine koyduktan sonra o benim başıma kaynar sular dökmemiş gibi. Hiçbirşey olmamış gibi. "Bir insan sevgili olarak iyi olmayabilir ama..." diye bir cümle tüketiyor Jojoba. Yani "sevgili olayı tutmadı baba, herşeyi unut, kafayı reset et, arkadaş olun, kardeş kardeş geçinin..." demek istiyor. Bu kadar kolay işte! Maksat grup bozulmasın, hain manita ile biraraya gelmediğimiz için ortam bölünmesin, iki arada kalınmasın mı? Böyle mi acaba? Böyle düşünüyor olamaz Jojoba, inanmıyorum, inanmak istemiyorum...

Veya öbür taraftan bunlara başka birşeyler mi söylüyor acaba? Masumcuk rolleri, temiz ve iyi niyetli ama haksızlığa uğramış insan rolleri mi kesiyor yine? Benim mutfağımda sohbet ettiğimiz gece bana da yaptığı gibi. Ben de yutmuştum o rolü, iyi oynuyor ne de olsa, eee adam hızlı çapkın olsun o kadar! Ama Caretta Caretta ve Jojoba yuttu mu bunu? Keşke söyleyebilseydim onlara, kafamdakileri açıp gösterebilseydim de anlasalardı onun nasıl bir insan olduğunu... Ama yapamıyorum çünkü eski sevgiliyi karalama triplerine girdiğimi zannedecekler, ona neden kızgın olduğumu bilmedikleri için terkedilmiş kadın psikolojisinde olduğumu zannediyorlar. Veya belki de biliyorlar, anlıyorlar ama umurlarında değil... Bilmiyorum  işte, sadece tahminler yürütebiliyorum kendimce ama gördüklerim hiç hoşuma gitmiyor... Umarım o adam onlara da zarar verecek birşey yapmaz, onları da incitmez, tek temennim o.

Çocukken ne kadar kolaydı herşey, ne kadar masumdu aramızdaki ilişkiler, ne kadar içtendi sevgiler... Şimdi şu yaşında o çocukça sevgiyi gösterdiğin zaman sahte sanıyor insanlar. O kadar sevip sonra nasıl o kadar nefret ediyorsun diye... Çocukken de öyle değil miydi? Savunma mekanizman olmuyor ki gerçekten kalbini açıyorsan, olduğun gibi kendini teslim ediyorsan... Ve bir yara aldığında çok acı veriyor, işte o zaman nefret ediyorsun. Sen o kalbi yaralansın diye mi sunuyorsun karşındakine? Eğer yaralıyorsa, o zaman benim de nefret etmem çok normal değil mi? 

İnsanlara karşı o kadar iyi olmamak lazımmış, hakettikleri kadar iyi davranmak lazımmış, öyle diyorlar... Belki de doğru, benim gibi yaparsanız üzülen siz oluyorsunuz en sonunda... İşin komiği neredeyse suçlu olan da siz oluyorsunuz. Çünkü kabahat incitende değil, incinende oluyor. Çünkü incinen kendini korumamış, korusaymış böyle olmazmış.   Belki de doğrudur, bilmiyorum ki, şimdiye kadar kalbimi hiç demir korumaların arkasına saklayarak açmadım ki ben... O demir korumalar varken nasıl seveceğim peki, onu da söyleseniz ya????

İşte bunları düşünüyorum yanlız başıma oturmuş halde. Ankara`dan geldiğimden beri televizyon açmıyorum çok, hatta belki bir kere açmışımdır. Evde derin bir sessizlik, sadece bilgisayarın klavyesine dokunan parmaklarımın sesleri... Mutsuzum, çok mutsuzum... Neredeyse mutsuzluğumun sesini duyuyorum artık. Aldatılmış, kullanılmış, incitilmiş, terkedilmiş, kırılmış kalbimin atışlarını duyuyorum. Mutlu olduğum zamanlarda nasılsa aynı ses geliyor ondan, o yine sevmeye hazır, hiçbirşey olmamış gibi... Sadece tıp tıp atıyor işte, bozulmuyor, değişmiyor, devamlı aynı ses. Zaten bozuk olan o değildi ki, o kendi görevini tam olarak yerine getiriyor, seviyor ve bağlanıyor. Problem onu bu kadar hırpalayanlarda, kalbi onun gibi çalışamayanlarda, demir korumaların arkasında olanlarda. Problem mekanikleşmiş insanlarda...

Yoksa bende mi acaba?

0 comments:

Yorum Gönder