A Fairy Tale or A Nightmare?

0

 20.Ocak.2024. Bakü'ye dönüş yapalı tam 2 yıl 7 ay geçti. Hayatımdan kaybolan ve hatta benden çalınan bir zaman, hiç yaşamamış olmayı dilediğim ama korktuğumun kırk katının başıma geldiği bir dönem... Çok yorgunum, çok kırgınım, çok üzgünüm ve çok mutsuzum. İnandığım herşey gözümün önünde yanarak kül oldu, güvendiğim bütün dağlara kar yağdı ve artık son umudumla diktiğim o çiçek açacak mı diye bekliyorum. Bu da olmazsa, artık elimden gelen herşeyi yapmış olmama rağmen yenildiğimi kabul edeceğim. En azından içim rahat, çünkü gerçekten denedim. Belki de hiç bir insanın denemeye cesaret edemeyeceği kadar sınırları zorladım. O yüzden başım dik ve artık korkmuyorum.

Evimde oturmuş, sabahtan akşama kadar saçma sapan diziler seyrediyorum. Kendi gerçekliğimden uzaklaşmak ve hayali de olsa başka bir gerçeklikte yaşamak bana iyi geliyor. Zaten hava da soğuk, oldum olası sevemedim soğuk havaları... Artık kendimi yalnız da hissetmiyorum, garip bir şekilde. Geçenlerde bir sohbet programında benzeri birşey söylemişlerdi: gerçekten yalnız olanlar, kendilerini yalnız hissetmezlermiş çünkü artık duruma tam adapte olurlarmış. Sanırım ben de öyle oldum, artık beklentim yok ve kabullendim. Pembe gözlüklerimden kurtuldum da diyebilirim. Şimdi insanlardan iyi olan hiçbir şey beklemiyorum artık... Kendi anormalliğimi kabul ettim ve gereğinden fazla iyi niyetli davrandığımı, olanı değil de olmasını istediğimi görmeye çalıştığımı anladım. Artık çalışmıyorum, çünkü maruz kaldığım onca zulüm ve haksızlık için kendimce mazeretler bulmaktan veya bir açıklama getirmeye çalışmaktan yoruldum. Zaman bana çok şey öğretti.

Yine de eskiden kalma alışkanlıkla iyilik yapmaya devam ediyorum. En azından o kadar iğrençliğin içinde kendi kendimi mutlu etmiş oluyorum, bana gösterilmeyen hoşgörü ve iyi niyeti yaşatmak namına... Sonuç yine hüsran oluyor, olacak da biliyorum, ama yine de yapıyorum işte elimde değil. İlahi adalet diye birşey gerçekten varsa ve birgün gerçekten ilahi bir yargılama yapılacaksa; o mahkemeden hakim suçlu olarak çıkacak - ben değil, bunu da buraya yazıyorum:) Çünkü kendi yazdığı kurallara uymayan, uymayanı cezalandırmak yerine uyana işkence eden, kötüyü mükafatlandırırken gösterdiği cömertliğin bir zerresi kadar adalet dağıtmaktan aciz olan, o hakimin ta kendisidir. Ben çoktan adalete olan inancımı kaybettim, bu saatten sonra da umurumda değil...

Birgün gelir de niye diye sorarlarsa... Hiç sormasınlar, istemem. Çünkü değer verdiğim herşeyin koskoca bir yalan olduğunu gördüm ben. Ruhum can çekişerek öldü, kalan da zaten boş beden.

Bekliyoruz bakalım, o son fidan çiçek açacak mı... 

0 comments:

Yorum Gönder