A Fairy Tale or A Nightmare?

0

Ne Axtarırdızsa Tapabildiiiz? (Aradığınızı Bulabildiniz mi?)

Kısa kısa anektodlar... Tabi ki hepsi benim başımdan geçmedi, arkadaşlarımın anlattığı bazı olaylar da var içlerinde. Ama hepsinin gerçek olduğunu temin ederim!

Bir kafede (Türk müşteri, Azeri garson):

- Sizde wi-fi var?
- Yoh, fakat apple pie var. İstiyerdiiiz? (yok ama elmalı turta var, ister misiniz?)

Başka bir kafede (Azeri müşteri, Azeri garson):

- Sizde wi-fi işleyirr? (sizde wi-fi çalışıyor mu?)
- Bilmirem, tanımıram, men teze başlamışam. Yagin benden kabak işten çıkıb (Bilmiyorum, tanımıyorum, ben yeni başladım. Herhalde benden önce işten ayrıldı)


Asansörde (iki Azeri, biri içerde, biri asansörün kapısının dışında):

- Bu lift yuharı kalkır yohsa aşağı düşür? (bu asansör yukarı mı çıkıyor yoksa aşağı mı iniyor?)
- Düşür...(iniyor)
- Yahşı, o vaht siz gedin, menim işim var... (İyi, o zaman siz gidin benim işim var)

Bankada (bir Türk ve Azeri arasında diyalog)

- Arkadaşlar Samira nereye gitti, müşteri bekliyor?
- Samira aşağı düşüb ..(Samira aşağıya indi)
- Nasıl yani??? Nerden düştü???
- Birinci mertebeye düşüb, geler indi (Birinci kata indi, gelir şimdi)
- Ya bir baksanıza kıza! Ya birşey olmuşsa?
- Her aşağı düşene kömek edeceyikse, işleri kim görecek, siiiz? (Her aşağı inene yardım edeceksek, isleri kim yapacak, siz mi?)


Kuaförde (Türk müşteri, Azeri kuaför)

- Saç dözümü isteyirdiiiz? (Saç kesimi mi istiyorsunuz?)
- Kestirmek istiyorum
- Bəli dözüm (evet, kesim)
- Düzmeden keserseniz daha memnun olurum!!!


Ofiste (Türk müdür, Azeri çalışan)

- Bugünleri nahardan sonra işten icaze götürebilereem? (bugün öğleden sonra işten çıkmak için izin alabilir miyim?)
- Hayırdır, ne oldu?
- Özümü pis hisseliyirem (kendimi kötü hissediyorum)
- Neyin var, hasta mısın?
- Kıçlarım sancıyır (bacaklarım ağrıyor)

Yolda arabayla giderken duyduğum polis arabası anonsu:

- Süürrr, süüüürrrr! Yol ver! Saklama maşını sağda! Sür deyirem daaa, bah bakır üzüme, bahma mene ay balam süüüüüüürrrr! (Sür, sür! Yolu aç! Sür diyorum be, bak yüzüme bakiyor, bakma bana ay küçüğüm sür!)


Sokakta yürürken iki Azeri genç arasındaki diyalog:

- Keçen bizim uşaklarla mırtlaşırdık, seni soruşublar, Azer hardadır deyirler (geçen bizim çocuklarla makara yapıyorduk, seni sordular, Azer nerde diyorlar)
- Heeee? Eleee? Yahşı ki yadlarına düşmüşem uje? ( Yaaa? Öyle mii? İyi bari akıllarına gelmişim miyim artık?)
- Deyirler özüne geşeng kız tapdı, bizi atıp bı kıraga... ( Kendine güzel bir kız buldu, bizi bir kenara attı diyorlar)
- Poh yeyirler, petuhlar! (Bok yiyorlar, ibneler!)


İki Azeri anne arasındaki diyalog:

- Menim uşagın kızdırması kalkıb, dünen hekime aparmışam (benim çocuğun ateşi çıktı, dün doktora götürdüm)
- Doğrudaaan? Ne olub? Soyuk değib? (Gerçekten mi? Ne oldu? Üşüttü mü?)
- Heee, külekli havada mamamgile aparmışdım, yagin o gün hestelenib ( Evet, rüzgarlı havada annemlere götürmüştüm, heralde o gün hastalandı)
- Ay caaaan, yazığım geldi, lap balacadır daaaa ( ah canım, acıdım, çok küçük yaa )
- Heee, balacadır, ele bir kışkırır ele bir kışkırır, körpe uşak bahçesini biribirine katır (Evet, küçük, öyle bir bağırıyor, öyle bir bağırıyor ki çocuk yuvasını birbirine katıyor)
- Uşakdır daaa, böyüyende sakitleşir (çocuk yahu, büyüyünce sakinleşir)
- Yoh daaa, atası ondan da çoh kışkırandır, uje korkuram atasına okşayacak! (yok yaa, babası ondan daha çok bağırıp çağırıyor, artık babasına benzeyecek diye korkuyorum!)

0 comments:

Yorum Gönder